BAŞLIK

Haberiniz olsun ki, göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'a aittir. O, kullarının ne yaptıklarını ve ne düşündüklerini bilir. O'nun huzuruna çıkarıldıkları gün herkese yaptıklarını haber verecektir. Allah her şeyi bilir. (NÛR - 64)

Resimler

Dost Siteler

Başlık

Allah O'dur ki, gökleri direksiz yükseltti, onu görüyorsunuz, sonra arş üzerine istiva etti, güneşi ve ayı emrine boyun eğdirdi. Her biri belli bir vakte kadar akar gider. Bütün işleri O yönetiyor. Âyetleri O açıklıyor ki, Rabbinizin huzuruna çıkacağınızı iyi bilesiniz. (RA'D/2) O, gökten yere, (yukarıdan aşağıya) işleri düzenler, sonra da o işler, sizin saydıklarınızdan bin yıl kadar olan bir günde O'na yükselir. (SECDE/5)

İSLAMİ BİLGİLER NAMAZ TEFSİR ORUÇ ABDEST

İSLAMİ BİLGİLER NAMAZ İLMİHAL BİLGİLERİ MEZHEP CANLI TV MÜBAREK GÜN VE GECELER HADİS NAMAZ KURAN-I KERİM DİNLEPEYGAMBERLER HAYATI NAZAR BESMELENİN FAZİLETİ CİNLER NASİH

Üstad ne demektir?

Üstad ne demektir?
Sual: Üstad ne demektir? Kumar üstadı, Müzik üstadı dendiği
gibi, 33. dereceli masonlara büyük üstad deniyor. Din büyüklerine,
mezhep imamlarına, Peygamberlere de üstad demek caiz olur mu?
CEVAP
Üstad, ilim veya sanatta üstün olan kimse demektir. Bu
bakımdan din büyüklerine, mezhep imamlarına ve hatta
Peygamberlere de üstad denir. Peygamber efendimiz, insanlığın
hocası, üstadı olduğu için üstad-ül beşer denir.
Aşağıdaki bilgilerin hepsi Seadet-i Ebediyye’den alınmıştır:
Ebu Bekri Sıddık âriflerin başı ve sıddıkların reisidir. Sıddîkın
üstadı Resulullah aleyhi ve alâ alihissalatü vesselam idi.
Musa aleyhisselam, mantık ilminin üstadı iken, Hızır
aleyhisselamdan ilim öğrenmeye geldi.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(İlim üstaddan öğrenilir.) [Buhari]
(Üç şey Enbiya işlerindendir:
1- Muallimlere ve üstadlara hediye vermek.
2- Âlimleri mükerrem tutmak.
3- Eshabımı sevmek.) [M.C.Y. Güzin]
Kadı Beydavi hazretleri tefsir ilminin büyük üstadıdır.
İmam-ı Ebu Yusuf ve İmam-ı Muhammed de hocaları, üstadları
olan İmam-ı a’zam Ebu Hanife hazretlerinin fikir ve reyine tâbi
olmayıp, kendi ictihadları ile hareket ederlerdi. Halbuki, İmam-ı
a’zam, onların üstadı idi. İmam-ı Ebu Yusuf, ictihad makamına
yükseldikten sonra, üstadı Ebu Hanife’ye tâbi olması hata olur.
İmam-ı Ebu Yusuf, çok sevdiği oğlu âniden ölünce, talebelerine,
(Defin işini siz halledin. Ben üstadımın dersine gidiyorum) dedi.
İmam-ı Şafii, İmam-ı Ahmed bin Hanbel’in üstadı idi.
İbni Arabi, hadis ilminde üstad [sözü vesika] ve fıkıhta ictihad
makamında idi.
Hace-i Ahrardan sonra bu büyüklerin yolunu canlandıran,
edeplerini her yere yayan ariflerin büyüğü ve marifetlerin kaynağı
üstadımız Muhammed Bakidir “sellemehüllahü teâlâ”
Seyyid Fehim Nehriye [Şemdinana] gelir. Her gelişinde, Seyyid
Taha’dan çeşitli iltifatlarla şereflenirdi. Bir gün cami sofasında
Mektubat okuyordu. Çok kalabalıktı. Seyyid Fehim de, uzakta,
ayakta dinliyordu. Seyyid Taha, kitaptan başını kaldırıp, (Molla
Fehim, acaba şimdi, hiç üstad yok mu?) der. Seyyid Fehim, (Şimdi
bulunan üstad gibi, hiç gelmemiştir) der. Seyyid Taha, hemen
Mektubatı kapayıp, odasına gider.
İnsan, gelen feyizlerden, üstadına olan ihlası ve sevgisi kadar
alır. Hepsini almak, nadirdir.
İslam tekbirini, segah makamına besteleyen Itri efendi, bir din
âlimi değil, Beethoven gibi, bir musiki üstadı idi. Farabi de, felsefeci
ve musiki üstadı idi.
Nefsin üstadı İblis’tir. Lakin kötülük yapmakta, isyanda, iblisi
geçmiştir.
Kâfire hürmet ederek üstadım demek küfür olur.
Hoca hakkı
Sual: Hoca hakkı, ana-baba hakkından önce mi gelir?
CEVAP
Bir kimseye Ehl-i sünnet itikadını, dinini, imanını öğreten, iki
cihan saadetine kavuşmasına vesile olan hocasının hakkı elbette
ana-baba hakkından önce gelir, yoksa her hoca denilen kimsenin
değil! Bir hadis-i şerif meali:
(Üç türlü baba vardır: Dünyaya getiren baba, kızını veren
baba ve ilim öğreten baba. Bunların efdali, hocasıdır.) [Umdet-ül
İslam]
Evladına dinini, Ehl-i sünnet itikadını öğretmeyen ana-babanın
evladı üzerinde ana babalık hakkı olmaz.
Kevseri ve Şah Veliyyullah
Sual: Bir arkadaş, Zahid ül Kevseri’nin Şah Veliyyullah
Dehlevi’yi tenkit ettiğini, bu bakımdan Kevseri’yi muhakkak okumak
gerektiğini söylüyor. Bu iki âlim de muteber değil mi?
CEVAP
Evet ikisi de muteberdir. Farklı fikirleri olabilir. Bir âlimin ictihadı,
öteki âlimin ictihadını nakzedemez, yani onu geçersiz hâle
getiremez. Mesela İmam-ı Şafii’nin, İmam-ı a’zamdan farklı çok
ictihadı vardır. Bundan dolayı İmam-ı a’zam hazretlerini asla tenkit
etmemiştir. Hanefilerle Şafiiler kavga etmiştir diye bazı mezhepsizler
yalan yazıyorlar. Çünkü farklı ictihad rahmet olduğu gibi, aynı
zamanda, yanlış ictihad eden de sevap alır. İki hadis-i şerif meali
şöyledir:
(Müctehid, ictihadında hata ederse bir, isabet ederse iki
sevap alır.) [Buhari]
(Âlimlerin farklı ictihadları rahmettir.) [Beyheki, Deylemi
İ.Münavi, İbni Nasr]
Rahmet olan ve sevap alınan bir hususta kavga edilmez.
Zahid-ül-Kevseri:
Kafkasyalıdır. 1951’de vefat etti. Zamanının tefsir, hadis ve fıkıh
âlimi idi. Vehhabiliği reddeden Esseyf-üs-sakil kitabı ile Makalat’ı
çok kıymetlidir. Her türlü sapık ve bozuk cereyanlara karşı idi.
İttihatçılara âlet olan, din âlimi ve şeyh geçinen, fakat İslamiyet’ten
haberi olmayan kimselere şiddetle karşı çıktı. Ama ittihatçılar ve
onların yardakçılarının haksız ithâmlarına uğradı. Tutuklanması için
türlü oyunların tezgahlandığını haber alması üzerine 1922’de Mısır’a
gitti. İbni Teymiyye ve onun yolunda olan reformistlere karşı çıkardı.
Bunun için mezhepsizler tarafından taassupla itham edilmişti. Hanefi
olmasına rağmen, İmam-ı Şafii’yi çok sever idi.
Şah Veliyyullah-ı Dehlevi:
1762’de vefat etti. Babası, Hazret-i Ömer, annesi Hazret-i Ali
soyundandır. Tefsir, hadis, kelam, tasavvuf ve Hanefi fıkıh âlimi idi.
Büyük veli Mazheri Can-ı Canan hazretleri buyurdu ki:
(Şah Veliyyullah derin hadis âlimidir. Marifet esrarının
tahkikinde ve ilmin inceliklerini bildirmekte, yeni bir çığır açan doğru
yolun âlimlerindendir.)
Fevâid-ül-Behiyye kitabının sâhibi M. Abdülhay el-Lüknev ise
şöyle der:
Allahü teâlânın hücceti, hidayete kavuşanların önderi, ümmetin
dayanağı, ulemânın öncüsü, enbiyânın vârisi, sünnet-i seniyyenin
ihya edicisi olan Şeyhülislâm Kutbüddîn Veliyyullah bin Abdürrahim
Dehlevî, ilimde deryâ misâli, fâzıl bir zâttır.
Dört mezhebin hükümlerini delîlleri ile biliyordu. Dört mezhebin
imâm ve âlimlerinin yüksekliklerini, gayet iyi anlamıştı. Çok kitap
yazdı. Şiilere karşı Kurretül ayneyn fi tafdili şeyhayn ve İzale-tül
hafa an hilafetil-hulefa kitapları meşhurdur. Hemeat kitabında,
tasavvufu övmektedir.
Müctehidlerin başka bir müctehide uymalarını yasaklar, bizim
gibi cahillerin ise, dört mezhepten birine uymak gerektiğini bildirir.
Bu konularda şunları bildirir:
Dört mezhebin kolaylıklarını toplamak, Kur'anda ve hadiste açık
bildirilen nasslarla ve selefi salihinin icmaı ile ve açık olan kıyas ile
yasak edilmemişse caiz olur. (İzale-tül-hafa) [Bu görüşü, diğer
ulemanın görüşüne uygun değildir. Böyle farklı bir görüşten dolayı
bir âlimi silip atmak caiz olmaz.]
Müctehid olmayanın hadis-i şeriften anladığı ile amel etmesi
caiz değildir. Çünkü, hadis-i şeriflerin mensuh veya tevilli yahut
muhkem olduğunu ayıramaz. (İkt-ül-ceyyid)
Mezheplerin en kıymetlisi, Buhari’de bildirilen Sünnet-i
Nebeviyye en uygun olanı, Hanefi mezhebidir. (Füyud-ül-
Haremeyn)
Bugün 172077 ziyaretçi (515895 klik) kişi burdaydı!

DUYURU PANOSU

SİTEMİZDE ULAŞMAK İSTEYİPTE ULAŞAMADIĞINIZ KONULARI MESAJLA BİLDİREBİLİRSİNİZ.... İSLAMİ BİLGİLER

Video

TR.GG REKLAM

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol