BAŞLIK

Haberiniz olsun ki, göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'a aittir. O, kullarının ne yaptıklarını ve ne düşündüklerini bilir. O'nun huzuruna çıkarıldıkları gün herkese yaptıklarını haber verecektir. Allah her şeyi bilir. (NÛR - 64)

Resimler

Dost Siteler

Başlık

Allah O'dur ki, gökleri direksiz yükseltti, onu görüyorsunuz, sonra arş üzerine istiva etti, güneşi ve ayı emrine boyun eğdirdi. Her biri belli bir vakte kadar akar gider. Bütün işleri O yönetiyor. Âyetleri O açıklıyor ki, Rabbinizin huzuruna çıkacağınızı iyi bilesiniz. (RA'D/2) O, gökten yere, (yukarıdan aşağıya) işleri düzenler, sonra da o işler, sizin saydıklarınızdan bin yıl kadar olan bir günde O'na yükselir. (SECDE/5)

İSLAMİ BİLGİLER NAMAZ TEFSİR ORUÇ ABDEST

İSLAMİ BİLGİLER NAMAZ İLMİHAL BİLGİLERİ MEZHEP CANLI TV MÜBAREK GÜN VE GECELER HADİS NAMAZ KURAN-I KERİM DİNLEPEYGAMBERLER HAYATI NAZAR BESMELENİN FAZİLETİ CİNLER NASİH

Âlimlere nasıl tâbi olunur

Âlimlere nasıl tâbi olunur
Sual: İslam âlimlerine nasıl tâbi olunur?
CEVAP
Âlimlere tâbi olmak, dört mezhepten birine uymak demektir.
Asırlardan beri bütün İslam âlimleri, dört mezhepten birine uymuşlar
ve müslümanların da uymalarının gerektiğini bildirmişlerdir. Bunlara
uymakta İcma hasıl olmuştur. İcmadan, cemaatten, birlikten,
topluluktan ayrılan helak olur. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(İki kişi, bir kişiden, üç kişi, iki kişiden iyidir. O halde
cemaatle birlikte olun! Allahü teâlânın rızası, rahmeti, yardımı
cemaattedir. Cemaatten ayrılan Cehenneme düşer.) [İbni Asakir]
(Ümmetimin âlimleri, hiçbir zaman dalalette birleşmezler.
İhtilaf olunca sivad-ı a'zama [âlimlerin ekseriyetinin bildirdiği yola]
tâbi olun!) [İbni Mace]
(O gün her fırkayı imamları ile çağırırız) mealindeki İsra
suresinin 71. âyet-i kerimesini Kadi Beydavi hazretleri (Her ümmeti
Peygamberleri ve dinde uydukları imamları ile çağırırız) şeklinde
açıklamıştır. Ruh-ul beyan ve Tefsir-i Hüseynide ise, (Herkes
mezhebinin imamı ile çağırılır. Mesela "Ya Şafii" veya "Ya Hanefi"
denir) şeklinde açıklanmaktadır. Bu açıklamalar da, her müslümanın
dört hak mezhepten birine uyması gerektiğini açıkça bildirmektedir.
İcmadan ayrılmak caiz değil
Medarik tefsirinde (Müminlerin [itikad ve ameldeki] yolundan
ayrılan Cehenneme gider) mealindeki Nisa suresinin 115. âyet-i
kerimesini bildirdikten sonra, (Kitab ve sünnetten ayrılmak gibi
icmadan da ayrılmak caiz değildir) buyuruluyor. Beydavi tefsirinde
ise aynı âyet-i kerimenin açıklamasında (Bu âyet, icmadan
ayrılmanın haram olduğunu göstermektedir. Müminlerin yolundan
ayrılmak haram olunca, bu yola uymak da vacip olur, şart olur)
buyuruluyor.
Ahmed bin Muhammed Tahtavi hazretleri buyuruyor ki:
(Kur'an-ı kerimdeki (Allah’ın ipi)nden maksat, cemaattır.
Cemaat da, fıkıh ve ilm sahipleridir. Fıkıh âlimlerinden bir karış
ayrılan dalalete düşer. Sivad-ı A'zam, fıkıh âlimlerinin yoludur. Fıkıh
âlimlerinin yolu da, Peygamber efendimiz aleyhisselamın ve Hulefa-ı
raşidinin yoludur. Bu yoldan ayrılanlar, Cehenneme gider. Kurtuluş,
Ehl-i sünnet vel cemaat fırkasındadır. Fırka-i naciyye, bugün dört
mezhepte toplanmıştır. Bu dört mezhep, Hanefi, Maliki, Şafii ve
Hanbeli’dir. Bu zamanda bu dört hak mezhepten birine tâbi
olmayan, bid'at sahibi olup Cehenneme gider.) [Tahtavi]
Abdülgani Nablüsi hazretleri de (Bugün dört mezhepten
başkasına uymak caiz değildir) buyuruyor. (Hadika)
İmam-ı Rabbani hazretleri de, (Mezhepten ayrılmak, mezhepsiz
olmak ilhaddır) buyuruyor. (Mebde ve Mead)
[İlhad, doğru yoldan ayrılmak demektir.]
Âlimleri taklit nimeti
Sual: Bazıları, (İslam âlimlerinin asırlar önce verdiği fetvalar bizi
bağlamaz, onları taklit etmek uyduluktur!) diyorlar. Bunlara ne cevap
vermeli?
CEVAP
Kötüyü, yanlışı ve bâtılı taklit, ne kadar zararlı ise, iyiyi, doğruyu
ve hakkı taklit de o kadar faydalıdır. Bir kimsenin bütün ilimlerde
üstad, bütün işlerde mütehassıs olması mümkün değildir.
Hastanın kendisini ameliyat edecek bir doktora ihtiyacı vardır.
Doktorun da, manevi hastalıklarını tedavi edebilecek bir mürşid-i
kâmile [Kalb mütehassısına] ihtiyacı vardır.
Doktorlar ilaç imal etmez, kimyagerlerce hazırlanan ilaçları
tavsiye ederler. Hastalar da, doktorlara itimat ederek, onlara teslim
olarak, onların tavsiyesine uyarak ilaçları kullanırlar. Herkesin, hem
kimyager, hem doktor, hem mühendis gibi ihtisas isteyen her
mesleğin erbabı olması düşünülebilir mi? O halde, bir kimse, bir işte
mütehassıs da olsa, ihtisası dışındaki başka bir işin mütehassısına
tâbi olması lazımdır. Bir saate, bir radyoya ihtiyacı olan kimsenin,
(Taklit gericiliktir. Hiç kimsenin yaptığı bir şeyi kullanmam) diyerek
saat, radyo yapmaya kalkışması doğru mudur?
Taklit düşmanları, hem taklidi uyduluk olarak vasıflandırıyor,
hem de Batı’nın taklit edilmesini istiyorlar. Keşke Batı, ahlakta değil
de, teknikte taklit edilse idi. Çünkü Peygamber efendimiz, (Fen ve
sanat müminin kaybettiği malıdır, nerede bulursa alsın, ilim
Çin’de [çok uzakta ve kâfirde] de olsa talep edin) buyuruyor.
Batı’nın tekniği yerine, örf ve âdeti, ahlaksızlığı taklit edilirse, elbette
rezil olunur.
Uzun tecrübelerden sonra çeşitli âletler yapılmış, çeşitli kaideler
bulunmuş, çeşitli ilimler sistemleştirilmiştir. (Taklit etmemek için
bunları kullanmam) diyenin aklından şüphe edilir.
Maiyet bulunmadıkça, amir olur mu? Ast bulunmazsa üst olur
mu? Herkesin müctehid, lider olmasını istemek ateşin üşütmesini,
buzun ısıtmasını istemek gibi eşyanın tabiatına aykırıdır. Müctehid
olmak, doktor veya kimyager olmak gibi kolay bir iş değildir. Birçok
ilimde ihtisas sahibi olduktan başka, ilahi mevhibe sahibi de olmak
gerektiği için Yusuf Nebhani hazretleri, (Bugün müctehidlik
taslayanın ya aklı veya dini noksandır) buyurmuştur.
Eshab-ı kiramın hepsi mutlak müctehid olduğu halde,
Peygamber efendimizi görüp taklit ettikleri için, Peygamberlerden
sonra en yüksek makama kavuşmuşlardır. Tâbiin, Eshab-ı kirama
tâbi oldukları, onları taklit ettikleri için yüksek şerefe kavuşmuştur.
Onlardan sonra gelenler de onlara tâbi oldukları, onları taklit ettikleri
için Tebe-i tâbiin şerefine nail olmuştur. Peygamber efendimiz de,
(Âlimler rehberdir, âlimlere tâbi olun) buyurdu. O halde âlimleri
taklit etmek lazımdır. (Berika)
Ehl-i sünnet âlimleri çok yüksek insanlardır. Hadis-i şeriflerde
buyuruldu ki:
(Âlim, Allahü teâlânın güvendiği zâttır.) [Deylemi]
(Âlimlere tâbi olun! Onlar, dünyanın ışığıdır.) [Deylemi]
(Âlimler [ebedi saadet yolunu gösteren] birer kılavuzdur,
rehberdir.) [İ.Neccar]
Dindeki dört delil, müctehid âlimler içindir. Bizim için delil,
mezhebimizin bildirdiği hükümdür. Çünkü biz, âyetten ve hadisten
hüküm çıkaramayız. Bunun için, mezhebimizin bir hükmü, nassa
uymuyor gibi görünse de, mezhebimizin hükmüne uyarız. Çünkü
nass; ictihad isteyebilir, tevil edilmesi gerekebilir, nesh edilmiş
olabilir. Bunları da ancak müctehid âlimler anlar. Bunun için tefsir ve
hadis değil, âlimlerin kitaplarını okumamız lazımdır. (Berika s.94)
Buhari’deki, (Bir zaman gelir, din âlimi kalmaz, din adamı
yerine geçirilen cahiller, bilmeden fetva verir, herkesi, doğru
yoldan çıkarmaya çalışırlar) hadis-i şerifi, âlimlerden nakletmeye
taklitçilik diyerek, Ehl-i sünneti kötüleyen, dinde reformcuların
zararlarını bildirmektedir. Yine Buhari’deki (Kıyamete yakın, ilim
yok olur, din cahilleri çoğalır, içki içen ve zina edenler artar)
hadis-i şerifi de, dinde reformcuların, din adamı olarak ortaya
çıkacaklarını bildiren Resulullah efendimizin mucizelerinden biridir.
Hocaya ittiba ne demektir
Sual: Veysel Karani, Resulullahın mübarek dişi kırıldı diye, ona
benzemek için dişlerini çektirmiş. 63 yaşından fazla yaşayan
kimseler, Resulullahtan fazla dünyada kalmam diyerek evine kabir
kazıp kalan ömrünü kabirde geçirmiş. Bunun örnekleri çok. Böyle
hareketler Resulullaha ittiba mıdır? Bizlerin de yapması lazım mı?
İslam âlimlerine, dini öğreten hocalara nasıl ittiba gerekir? Mesela
Resulullah efendimiz ikindinin sünnetini bazen kılmazmış. Bizim de
bazen kılmamamız sünnet midir, Resulullaha ittiba olur mu? Bir
arkadaş söyledi. Hocası, Rabbena’dan sonra Allahümme inni
euzübike min hemezatişşeyatin okumak çok sevap diye
bildirirmiş. Namazda son oturuşta salli barikten sonra Rabbena
atina’dan fazla okumam, çünkü hocamızın okumadığını bir iki kere
gördüm dedi. Başka duaları okumak hocaya ittiba etmemek mi olur?
CEVAP
Evliyanın, aşıkların durumu farklıdır. Veysel Karani hazretleri,
Resulullah efendimizin hangi dişi olduğunu bilmediği için dişlerinin
hepsini çektiriyor. Bu aşıklık hâlidir, onlar mazurdur.
İttiba, dinin yasaklamadığı konularda, o zata uymaya
çalışmaktır. Mesela o zat, özürlü olduğu için, teyemmüm etse, biz
de ona uymak için teyemmüm etmemiz caiz olmaz.
Resulullah efendimiz bazen ikindinin sünnetini terk etti diye
sünneti terk etmek sünnet olmaz, ancak ibadet etmek sünnet olur,
terk etmek sünnet olmaz.
Bir zat, birkaç namazda Rabbena’dan sonra dua okumasa,
yahut ömründe hiç okumasa, ancak, siz okuyun diye bildirse,
okumak o zata ittiba olur. Mesela Rabbena’dan sonra Allahümme
inni euzübike min hemezatişşeyatin okumak hocaya ittibadır.
Ehli sünnet âlimlerine uymak gerekir
Âlim, hakkı bâtıldan ayıran ve bildikleri ile amel eden zattır. Ehl-i
sünnet âlimleri Peygamber efendimizin vârisleridir. Bunlara uyanlar
kurtulur. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Bu misalleri ancak âlim olan kimseler anlar.) [Ankebut 43]
(Eğer bilmiyorsanız, zikir ehlinden [âlimlerden] sual ediniz)
[Nahl 43]
Hadis-i şeriflerde ise buyuruldu ki:
(Âlimlere tâbi olun.) [Deylemi]
(Âlimler, birer rehber ve kılavuzdur.) [İ. Neccar]
(Âlimler olmasaydı, insanlar helak olurdu.) [İ. Maverdi]
(Bilmediklerinizi salih âlimlerden sorup öğrenin.) [Taberani]
(Âlimin, insanlara üstünlüğü, Peygamberin ümmetine
üstünlüğü gibidir.) [Hatib]
(Âlimler, benim ve diğer Peygamberlerin vârisleridir.)
[Tirmizi]
Bugün 172362 ziyaretçi (516397 klik) kişi burdaydı!

DUYURU PANOSU

SİTEMİZDE ULAŞMAK İSTEYİPTE ULAŞAMADIĞINIZ KONULARI MESAJLA BİLDİREBİLİRSİNİZ.... İSLAMİ BİLGİLER

Video

TR.GG REKLAM

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol