BAŞLIK

Haberiniz olsun ki, göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'a aittir. O, kullarının ne yaptıklarını ve ne düşündüklerini bilir. O'nun huzuruna çıkarıldıkları gün herkese yaptıklarını haber verecektir. Allah her şeyi bilir. (NÛR - 64)

Resimler

Dost Siteler

Başlık

Allah O'dur ki, gökleri direksiz yükseltti, onu görüyorsunuz, sonra arş üzerine istiva etti, güneşi ve ayı emrine boyun eğdirdi. Her biri belli bir vakte kadar akar gider. Bütün işleri O yönetiyor. Âyetleri O açıklıyor ki, Rabbinizin huzuruna çıkacağınızı iyi bilesiniz. (RA'D/2) O, gökten yere, (yukarıdan aşağıya) işleri düzenler, sonra da o işler, sizin saydıklarınızdan bin yıl kadar olan bir günde O'na yükselir. (SECDE/5)

İSLAMİ BİLGİLER NAMAZ TEFSİR ORUÇ ABDEST

İSLAMİ BİLGİLER NAMAZ İLMİHAL BİLGİLERİ MEZHEP CANLI TV MÜBAREK GÜN VE GECELER HADİS NAMAZ KURAN-I KERİM DİNLEPEYGAMBERLER HAYATI NAZAR BESMELENİN FAZİLETİ CİNLER NASİH

Âlim övünmez

Âlim övünmez
Sual: Âlim olan kimsenin övünmesi uygun mudur?
CEVAP
Genelde övünmek iyi değildir. Âlimin övünmesi de caiz değildir.
Lokman suresi 18. âyet-i kerimesinde mealen, (Allah, kendini
beğenip övüneni sevmez) buyurulmaktadır.
Övünmek, büyüklenmenin alametidir. Mümin suresinin 35. âyeti
kerimesinde, büyüklenenlerin kalblerinin mühürlendiği
bildirilmektedir.
İmam-ı Gazali hazretleri, Necm suresinin, (Nefsinizi tezkiye
etmeyiniz) meâlindeki 32. âyet-i kerimesinin tefsirinde, (Bir iyilik
yapınca, bunu ben yaptım deme. Onu bir iyilik sanma! Onu iyilik
olarak kabul etmek, kendini beğenmektir) buyurdu.
Beydavi tefsirinde, İblis'in, (Âdem çamurdandır, cismanidir. Ben
ruhaniyim. Çamur unsurların en aşağısıdır. Ben ise en şerefli olan
ateşten yaratıldım) diyerek kibirlendiği bildirilmektedir. Övünmek
yasak edilmiştir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Ecdadı ile övünen, rahmet-i ilahiden uzaktır, Cehennem
odunudur.) [Tirmizi]
(Allahü teâlâ, cahiliyet övünmelerini sizden kaldırdı. Hepiniz
Âdem aleyhisselamın evlatlarısınız. Âdem ise topraktan
yaratıldı.) [Ebu Davud]
Övünmek, başkasını hakir, aşağı görmekten ileri gelir. Halbuki
hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Din kardeşini hakir görmek, kötülük olarak yeter.) [Müslim]
(İnsanlar helak oldu diyenin kendisi helak olmuştur.)
[Müslim]
(Allahü teâlâ, müslüman kardeşine tevazu göstereni
yükseltir, ona karşı üstünlük taslayanı da alçaltır.) [Taberani]
(Allahü teâlâ, "mütevazı olun, büyüklenmeyin,
zulmetmeyin" diye bana vahyetti.) [İbni Mace]
İnsan, ilim sahibi olunca kendini büyük görmeye başlar. Halbuki
Kur'an-ı kerimde mealen, (Her ilim sahibinden üstün bir âlim
vardır) buyurulmaktadır. (Yusuf 76)
(Âlimlerin âfeti, kendilerini büyük görmeleridir) hadis-i şerifi,
ilim sahiplerinden kibirlenenlerin olabileceğini göstermektedir.
Övünmek için hiç kimse kendisinin âlim olduğunu söylememelidir!
Çünkü hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Âlimim diyen cahildir.) [Taberani]
İlmi, yalnız Allah rızasını kazanmak için öğrenmek gerekir.
Başka maksatlarla öğrenmek, caiz değildir. Hadis-i şeriflerde
buyuruldu ki:
(Âlimlere övünmek, cahillerle, aklı noksan olanlarla
münakaşa etmek, onları susturmak, insanların teveccühünü
kazanmak için ilim öğrenen, Cehenneme gider.) [Tirmizi, İbni
Mace]
(Toplantılarda ilimle üstünlük taslamayın! Böyle yapanın
gideceği yer, Cehennemdir.) [İbni Mace]
(Allah rızasından başka maksat için ilim öğrenen veya
ilmini dünya menfaatine alet eden, Cehennemdeki yerine
hazırlansın!) [Tirmizi]
İlmi böyle maksatlarla öğrenmek caiz olmadığı gibi; Allah rızası
için öğrenip de, kötü maksatlar için kullanmak da caiz değildir. İlmi
ile övünmek de Allah rızasına aykırıdır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Vallahi bir zaman gelecek, insanlar Kur'anı öğrenip
okuyacaklar. Sonra, "Biz öğrenip okuduk, bizden daha iyisi var
mı?" diyecekler. İşte onlar Cehennem odunudur.) [Taberani]
Bu hadis-i şerif, ilmi ile övünmenin caiz olmadığını
göstermektedir. İlmi ile övünen kimselerle tartışmak asla uygun
değildir. İnsanın ömrü kısadır. Münakaşa ile zaman öldürmek asla
caiz değildir.
Abdülkuddüs hazretleri buyuruyor ki:
(Vaktin kıymetini bil! Gece gündüz ilim öğrenmeye çalış! İlim
öğrenmek ibadet yapmak içindir. Kıyamet günü işten sorulacak, çok
ilim öğrendin mi diye sorulmayacaktır. İş ve ibadet de ihlas elde
etmek içindir.)
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Kıyamette herkes, şu dört şeyden soruluncaya kadar
yerinden ayrılamaz:
1- Ömrünü nerede tükettin?
2- Gençliğini nerede geçirdin?
3- Malını nerede kazandın, nereye harcadın?
4- İlmin ile ne amel ettin?) [Tirmizi]
Bazıları, Peygamber efendimizin Ben Peygamberlerin
efendisiyim gibi sözlerini övünmek olarak gösteriyorlar. Bu yanlıştır.
Böyle demek, öğünmek değil, gerçeği bildirmektir. (Ben evliyayım)
demek öğünmek olur. Fakat (Ben Peygamberim) demek böyle
değildir. Gerçeği bildirmek vazifesi olduğu ve vazifesini yapmak
mecburiyetinde de olduğu için böyle buyurmuştur. Nitekim imam-ı
Rabbani hazretlerinin, Müjdeci Mektublar kitabında bildirdiği hadis-i
şeriflerde buyuruldu ki:
(Kıyamette, önce ve sonra gelenlerin seyyidiyim. Gerçeği
bildiriyorum, öğünmüyorum.)
(Allahü teâlânın habibi, Peygamberlerin reisiyim. Öğünmek
için söylemiyorum.)
(Peygamberlerin sonuncusuyum, öğünmüyorum, ben
Abdullah’ın oğlu Muhammed’im [sallallahü aleyhi ve sellem].
Allahü teâlâ insanları yarattı. Beni insanların en iyisinden
yarattı, insanları fırkalara [milletlere, ırklara] ayırdı. Beni, en
iyisinde bulundurdu. Sonra bu en iyi fırkayı cemaatlere ayırdı.
Beni, en iyisinde bulundurdu. Sonra, bu cemaati evlere ayırdı.
Beni, en iyi evden [aileden] dünyaya getirdi. İnsanların en
iyisiyim. En iyi ailedenim. Kıyamette, herkes sustuğu zaman,
ben konuşurum. Kimsenin kımıldayamadığı vakitte, onlara
şefaat ederim. Kimsede ümit kalmadığı bir zamanda, onlara
müjde veririm. O gün her iyilik, her türlü yardım, her kapının
anahtarı bendedir. Liva-i hamd benim elimdedir. İnsanların en
hayırlısı, en cömerdi, en iyisiyim. Kıyamet günü,
Peygamberlerin imamı, hatibi ve hepsine şefaat edici benim.
Bunu öğünmek için söylemiyorum.) [Hakikati bildiriyorum.
Hakikati bildirmek vazifemdir. Bunları söylemezsem, vazifemi
yapmamış olurum.]
Âlim, kibirden kurtulmak için ne yapmalı
İlim silah gibidir. Düşman elinde zararı, dostun elinde faydası
olur. Yani ilim, kibirlinin kibrini, tevazu ehlinin tevazuunu artırır. İlim
yağmur gibidir. Yağmur, temiz olarak yağar, bitkilerin kökleri bu suyu
emer, kendi vasfına çevirir. Aynı yağmur suyu, biberi acılaştırırken,
karpuzu tatlılaştırır. Temiz olan ilim de, kibirliyi azdırır, mütevazıının
da tevazuunu artırır.
Kabül Ahbar hazretleri "Malın azdırdığı gibi ilim de azdırabilir"
buyuruyor. Az da olsa, bir şey bilen insan cahillerin yanlışlıklarını
görünce, ben onlar gibi değilim diye kendini beğenir. İlim sahibi de,
ekseriya, kendini cahilden üstün görür. Âlim, kibirden kurtulmak için
şu iki şeyi bilip ona göre amel etmelidir:
Birincisi: Allahü teâlâ katında âlimin mesuliyetinin daha fazla
olduğunu bilmesidir. Çünkü, günah olduğunu bilerek isyan eden ile,
bilmeyerek o günahı işleyenin cezası elbette bir olmaz.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Kıyamette bir din adamı getirilip Cehenneme atılır.
Cehennemdeki tanıdıkları ona, "Sen dünyada dinin emirlerini
bildirirdin. Niçin bu azaba düştün?" derler. O da, "İnsanlara,
günahtır, yapmayın" der, kendim yapardım. "Şu ibadeti yapın" der,
kendim yapmazdım. Bunun cezasını çekiyorum" der.) [Buhari]
(Mirac gecesi ateşten makaslarla kendi dudaklarını kesen
insanlar gördüm. Cebrail aleyhisselama bunların kim olduğunu
sordum. "Kendileri yapmadıkları halde "yapın" diyen vaizlerdir"
dedi.) [Müslim]
İblis, âlim idi. Fakat ilmi ile amel etmedi. Dağda kalan kimsenin
yanında, çeşitli silahlar bulunsa, bunları kullanmasını iyi bilse ve çok
cesur olsa, kendine hücum eden aslana karşı kullanmadıkça, bu
silahların faydası olur mu? Elbette olmaz. Bunun gibi, din
bilgilerinden yüz bin mesele öğrense, bunları kullanmadıkça
faydalarını görmez. Bir hasta, derdine en faydalı ilacı bulsa,
kullanmadıkça faydasını görmez.
Bilip de amel etmeyenler, Cuma suresi 5. âyetinde eşeğe, Araf
suresi 175. ve 176. âyetlerinde ise köpeğe benzetilmiştir. Ne zaman
ki, bir âlim, cahile nispetle kendini üstün görmeye başlarsa, içinde
bulunduğu bu büyük tehlikeyi düşünmelidir! Bunu düşününce, cahile
göre mevkii üstün olduğu gibi, tehlikesinin de o nispette büyük
olduğunu anlar. Bu âlim, hayatı tehlikede olan hükümdar gibidir.
Hükümdarı yakalayıp öldürecekleri zaman Keşke bir hizmetçi
olsaydım da bu tehlike ile karşılaşmasaydım der. Nice âlimler var
ki, kıyamette, ilmi ile kibirlenmenin cezasını görünce, keşke cahil
olsaydım diyecektir. İşte bu tehlikeleri düşünmesi, âlimi kibirden
korur.
İkincisi: Kibrin büyük günah olduğunu, insan, nefsini ne kadar
aşağılarsa, Allahü teâlâ indinde kıymetinin o kadar yükseleceğini,
kendine kıymet verenin, Allah katında kıymetinin olmayacağını
bilmesidir. İlmi olduğu halde, kibrin zararını bilmeyene âlim demek
yanlış olur. İnsanın ilmi arttıkça, Allahü teâlâdan korkması da artar,
günah işlemeye cesaret edemez.
Bugün 172232 ziyaretçi (516138 klik) kişi burdaydı!

DUYURU PANOSU

SİTEMİZDE ULAŞMAK İSTEYİPTE ULAŞAMADIĞINIZ KONULARI MESAJLA BİLDİREBİLİRSİNİZ.... İSLAMİ BİLGİLER

Video

TR.GG REKLAM

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol